6 Kasım 2019 Çarşamba

Sumela'nın Aşkları


Aslında Belal başımın en büyük belası olarak gelip kurulu düzenimi bozmasa, hiç kuşkum yok ki yaşamım çok daha güzel ve anlamlı olacaktı. Babam artık bir oğlu olduğu için bu kadar çok sevinemeyecek, gelecekle ilgili tüm planlarını onu merkeze koyarak yapamayacaktı. Annem babamdan göremediği yakınlığı oğlundan görmeyi umarak onu el üstünde tutamayacaktı. Belal'in varlığı kendisi dahil hiç kimseye iyi gelmedi. Belal babamla annemin arasında sıkışıp kaldı. Annem Belal'i babamdan korumayı başaramadı. Babam onu isteklerine uygun bir evlat yapamadı. Ben başlangıçta yeni bir oyuncak bulmuş gibi sevinmiştim. İtiraf etmeliyim ki onunla epey oynadım. Hatırladığım ilk anlardan beri oynamayı çok seviyordum. En çok da insanlarla oynamak hoşuma gidiyordu. Küçükken en olmadık bir zamanda babamın kucağına zıplayıp oturuvermek çok hoşuma giderdi. Başlangıçta ne yapacağını şaşırıyor, kalkıp gitmemi bekliyor, sarılıp öpmeme ses çıkarmıyordu. Biraz büyümüş olduğumu düşündüğünde gerekli önlemleri aldı. Beni Belal'i dövdüğü gibi dövmedi, bana hiç vurmadı. Annemin de beni dövmesini sağlayamadı. Ama bir şekilde benden uzaklaştı. İlişkimiz daha resmi bir boyut aldı. Küçükken onu çok seviyordum, yanında koşup ona sarıldıkça onun da beni kucaklamasını ve öpmesini bekliyordum. Bunları hiç yapmadı ama onu hiç kıskanmadım. Anneme de yakınlaştığını ve sevgiyle baktığını hiç görmedim. O bizlerden hep uzak oldu. Başkalarıyla yakınlaştığını görüp duydukça hep çok şaşırdım. Onu tanıdıkça tek amacının güçlenmek ve gücünü korumak olduğunu anlamıştım. Başlangıçta bunu herhalde öncelikle bizim için yapıyordu ama zaman içinde bizim durumumuz ve iyiliğimiz önemini yitirmişti. Kurduğu düzen öylesine güçlenmişti ki biz bile ona uymak, davranışlarımızı ve yaşamımızı ona göre belirlemek zorundaydık. Babamın dünyasında sevgi yoktu, sevgi zayıflıktı, zayıf düşmek ve yaralanmaktı. Sevgi ölümdü. O sürekli güçlenmek ve yaşamak istiyordu. Bizim yaşamlarımızı korumak bile onun için öncelikli değildi. Kendisi olmadığında bizlerin de yaşayamayıp öleceğimize inanıyordu. Bu yüzden ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak istiyordu. Çok emin değilim ama bunu yine de bizleri ve devleşen şirketiyle ilişkisi olan herkesi korumak için yaptığına inanıyorum. Erk A.Ş. yükselip dört bir yanı kapladığında yalnızca bizim yaşamlarımız değil, dünya bile değişmişti.

....

İlk anılarım güzeldi. Annemin sevgisini ve babamın sevinç dolu sesini hatırlıyorum. Belal doğduktan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Kız çocuk olmanın zorluğunu onunla anladım. Annemin ve babamın ona rağmen beni çok sevmeleri için elimden geleni yaptım. Dünyaya daha erken gelmenin avantajlarını kullandım. Ondan daha güçlüydüm, daha çok şey biliyordum, olup bitenleri çok daha iyi anlıyor ve göz açıp kapayana kadar gerekeni yapıp onu zor durumlara düşürüyor, sonra kurtararak güvenini kazanıyor, kendime iyice bağlıyordum. Belal'le ilişkim benim için bütün okullardan daha öğretici oldu. Evde de bir şeyler değişmeye, yabancılar gelip gitmeye başlamıştı. Annem durumdan hiç hoşnut değildi ve bunu babama yansıtıyordu. Babamın sıkıntılarını ve rahatsızlığını görünce bundan yararlanmaya karar verdim. Böylece babama daha çok yaklaşacak, annemin ve babamın da uzaklaşmasını sağlayacaktım. İtiraf etmeliyim ki o yıllarda çok küçüktüm, bunları stratejik çıkarlarımı düşünerek yapmamıştım. İçimden geldiği ve hoşuma gittiği gibi davranmıştım. Belal'le öyküler uydurarak oyunlar oynamaktan çok hoşlanıyordum. Bir gün evimize gelen bir yabancıyla başka bir oyun oynadık. Adam oyuna Belal'le başladı, sonra beni güzel buldu, memelerimi okşadı. Onu avucuma alabilirdim ama annem yine beni kıskandı. Hasan Bey'i evden uzaklaştırdı.

Artık Belal dışında pek kimseyi yakından göremeyince, ilgim onun üzerinde yoğunlaştı. Su ve Belo adında iki sevgili olduk. Belal babamın düşündüğü kadar aptal değildi. Biraz içgüdülerinin de yardımıyla beni çok iyi anlıyor, istekletime çok iyi cevaplar veriyordu. Yazdığım senaryoları çok iyi oynuyordu. Oyuna başladığımızda Belal henüz küçüktü. Büyürken saçmaladığı zamanlar olmuştu daha sonra iyice gelişti. Bana güzel anlar yaşattığı için kendini vazgeçilmez sanmaya başladı. Kontrolün bende olduğunu ve hep bende kalacağını göstermek için bir yolunu bulup üzerine "Tecavüzcü Belal" adını yapıştırdım. Hizaya geldi. Benim ilgim ondan uzaklaşana dek her istediğimi yaptı. Sesini de hiç çıkarmadı.

Sanırım babam Belal'in adam olmayacağını çok önce anlamıştı ve benim onun için çok daha iyi bir yardımcı, yaşamını adadığı şirketin geleceğini emanet edebileceği tek kişi olduğumu biliyordu. Bu yüzden beni Belal'den önce ve daha çok işlere katmaya başladı. Önce Yagan Bey'le tanıştırdı. Yagan Bey doğrudan pek iş yapmadığı için bana şirketle ilgili pek katkısı olmadı ama onun yöntemlerinden epey yararlandım. Herkes babamdan bucak bucak kaçarken Yagan Bey babamı yönlendirmenin ve gerekeni yapmasını sağlamanın bir yolunu mutlaka buluyordu. Bu yöntemi öğrenmek, şirkette olduğu kadar evdeki durumumu da epey sağlamlaştırdı. Yagan Bey sanırım beni sevmeye de başlamıştı. Bu yüzden bana daha çok yardımcı oluyor, yakınlaşmak istiyordu. Çekim alanıma kapılmıştı ve bu durum beni mutlu ediyordu. Ufak tefek dokunuşlarına ses çıkarmadım ama daha öteye gidemeyeceğini da kararlılıkla hissettirdim. Böylece iplerini elime vermiş oldu. Bana çılgınca bir aşkla bağlandığını hiç sanmıyorum. Benden alabileceği küçük güzellikler gözlerini kamaştırdı ve hiçbir şey görmez oldu. Belki de zavallı adamın yaşamında bulabildiği ilk anlam bendim.

Ama aşkla Aydın'ı gördüğümde tanıştım. Benim için çok büyüktü, şirketle ilişkisi de çok önceden kesilmişti. Bir nedenle babamı görmeye geldiğinde karşılaştık. Beni güzel bulduğunu hissettim ama Erdoğan Bey'in kızıyla ilgilenmeyi hiç düşünmedi. Benim onun peşine düşmem gerekti. Tanımış olduğum kişilerin hiçbirine benzemiyordu. Bunu hemen hissettim, her sözünde ve davranışında biraz daha anlayıp fark ettim. Bunun nedenini açıklamak zor. Etkileyici gözleri, güven veren ve güzel duygular uyandıran bir yüzü vardı. Babam gibi kararlı görünüyordu ama bunu sertliğe değil iyiliğe yaslıyordu. Koşullar ne kadar zor olursa olsun yumuşaklığını koruyor ama inandığını savunmaktan ve yapılması gerekeni yapmaktan asla vazgeçmiyordu. Onun yalnızca güzel yüzüne ve biçimli bedenine değil, her şeyine hayran kaldım. Aşk bu değilse, ne olabilirdi?

Aramızda bir ilişki olabilse, ya da en azından Aydın'ın beni biraz sevdiğini hissetsem, yaşamımın geri kalanı farklı olabilirdi. Babamın kızı olduğum için önyargıların etkisiyle uzak durabileceğini düşünerek aslında ona ne kadar uygun bir kişiliğim olduğunu göstermek için elimden geleni yaptım. Düşüncelerini, şirkette yaptıklarını ve yaşamını az çok biliyordum. Özetle, babam ne yapıyorsa tersinin yapılması gerektiğini düşünüyor ve savunuyordu. Ben de benzer eleştiriler getirmeye kalktığımda bana güldü. Ona çok kızdım. Nefret ettim. Oysa değişebilirdim, çalışanlar ve tüm insanlar için daha iyi koşullar sağlamak için gerekenleri ben de yapabilirdim. Bunları söylediğimde gülümseyerek üzülmememi söyledi.

"Yaşamlarımızı seçemiyoruz sevgili Sumela, senin benim gibi olman gerekmiyor, olamazsın da. Kendi yaşamını doğru ve iyi yaşamaya çalış yalnızca. Başkalarına yapabileceğin en büyük katkı bu olabilir."

Bu sözleri, benimle ilgilenmediğini açıkça gösteriyordu. Yaşamım ve dünyam onunkinden farklıydı. Öyleyse ona yaklaşmaya çalışmam anlamsızdı. Babamın dünyasında yaşamaktan ve ölmekten başka çare yoktu. Babam için çoktan bitmiş olan aşk, benim için de bitmişti.

....

Ozan benim için yeni bir umut oldu. Aydın'dan epey gençti, en az onun kadar iyi ve güzel özellikleri vardı. Belki de asıl anlamı onda bulacaktım. Evimizin ve işimizin dev ama kısır dünyasından kurtulacaktım. Artık Belal de şirkete geliyordu ve galiba Hece adında bir kıza tutulmuştu. Belal'in Hece'yle ilişkisi beni ilgilendirmiyordu ama Ozan'la yakınlaşmamı sağlamak için belki katkısı olabilirdi. Yanılmışım. Kendine bile hayrı dokunmayan Belal benim için ne yapabilirdi ki? Tüm bilgilerimi ve becerilerimi kullanarak Ozan'la bir yol açabilmek için düşünmeye ve çalışmaya başladım. Bu arada çevremi dikkatle gözleyerek kısa süreli küçük ilişkilere girmeye başladım. Deneyim kazanmak ve dikkat çekmek, bu arada kendimi geliştirmek istiyordum. Bu durum babamın pek hoşuna gitmedi ama bana Belal'e olduğu kadar kolay söz geçiremiyordu. "Kendine dikkat et de ne yaparsan yap kızım" diyerek konuyu kapattı. Yagan Bey'in çevremde daha çok dolaşır olmasından güvenliğimi ona emanet ettiğini anladım. Yagan Bey bu fırsatı çok iyi kullandı. İlişkilerimde zarar görmemem için yaptığımız baş başa görüşmelerde epey deneyim kazandım. Sanırım o da yaşamı boyunca hiç olmadığı kadar iyi zaman geçirdi. Yine de onu aşklarımdan biri olarak saymam doğru olmaz. Aslında benim için eğlence bile değildi. Babamın sesini kesmek için katlanılan geçici bir durumdu. Bana en büyük yararı da Ozan'ı daha iyi tanımamı sağlamış olmasıydı.

Annem babamı ilk tanıdığında onun içindeki iyiliği ve dürüstlüğü gördüğünü söylemişti. Sonraları ne o, ne de ben babamda güzel bir şeyler bulmayı başarabildik. Ama ben, korkunçluklarla dolu bu dünyada zayıflığa yer olmadığını anlayabildim. Annem hayatını boşa harcamış, yaşamın gerçek özünü, gücün değerini bir türlü görememiş. Belal'i de kendi gibi pısırık biri yaptı. Beni yapamadı. Ailede bu dünyayla başa çıkıp hayatta kalabilecek ikinci bir kişi varsa, o ancak ben olabilirim. Ne annem, ne de Belal babamın yaptıklarının ve bıraktıklarının değerini anlayabilir. Babamda güzelliğe yer olmamasının değerini çok geç anlayabildim. Çocukluk oyunlarım yeni bir anlam kazandı ama babam gibi yalnız olmaktan çok korktum. Mutlaka beni sevecek birini bulmalıydım. Aydın olamadıysa Ozan olmalıydı. Karanlık dünyama ışık saçmalıydı. Dışında kaba bir görünüşü olsa bile, içinde incelik olmalıydı. Sevebilmeli ve sevilebilmeliydi. Böylece ben de sevebilmeli ve sevilebilmeliydim.

Yagan Bey beni Aydın'dan ve Ozan'dan hep uzak tutmak istemişti. İyi ki de böyle yapmış. Belki de onun bu tuhaf çabaları olmasa, kendimi ikisine de bu kadar yakın hissetmezdim. Beni Ozan'a bağlayan, benim bile inanmakta ve katlanmakta zorluk çektiğim babam için bile anlayışlı olması, onun en azından ilk zamanlardaki olumlu yanlarını görebilmesiydi. Şirket henüz küçükken babamın çok düzgün çalıştığını, başkalarına yardım etmek için elinden geleni yaptığını söylüyordu. O dönemlerde onunla birlikte bulunmaktan mutluymuş, bunu ben bile söyleyemem. Başka bir babam olmasını çok istemiştim. Ancak zaman içinde onunla birlikte yaşamaya ve çalışmaya katlanabilir hale geldim. Şirket büyüdükçe babamın ve tüm işlerin çok değiştiğini ben de gözlemiş ve anlamıştım. Ozan ne olup bittiğini daha iyi anlamamı sağladı. Bir gün oturup uzun uzun konuştuk. Yaşamıma anlam katacak, hep seveceğim insanı sonunda bulmuştum. O anlatıyor, ben dinliyordum. Ona hayranlıkla bakıyordum. Benim nasıl baktığımı gördükçe daha coşkulu ve inanarak anlatıyordu. Yaşamımda yeni bir dönem açılmıştı. Dünyaya ve geleceğe bakışım değişmişti. Babamı ve annemi, Belal'i ve şirkette çalışan ve dışarıda kalan herkesi yeni ve farklı gözlerle görüyordum. Güzelliğin ve sevginin değerini görüp anlamış bir Sumela olarak yeniden doğmuştum. Bu bir peri masalıydı. Ozan, Erdoğan Bey'in kızı olduğuma aldırmadan, yanımda oturmuş ve tüm düşüncelerini ve yaşamını paylaşmıştı. Bu, büyük bir ayrıcalıktı. Ozan kamyonların sayısı çok arttığında şirketi ve yaşamı kontrol etmenin ne kadar zorlaştığını, insan canıyla yapılan üretimin bedelinin ne kadar ağır olduğunu anlatıyordu. Ona tüm varlığımla katılıyor, yürekten inanıyordum. Kısa bir süre için bile olsa babamın şirketinde çalışmış ve onun peşinden gitmiş olmaktan utanç duyuyordum. Ozan bana Demeter'in öyküsünü anlattıkça ve Yalnız Demeter diye seslendikçe, ona bir daha asla kopmamak üzere bağlanıyordum. Ben çağımızın ve Ozan'ın hasat tanrıçası olacaktım. Çok mutluydum. Bulutların üzerinde uçuyordum. Ozan'ın yanında sık sık gördüğüm kızı bile önemsemedim. Ben Yalnız Demeter'dim, oysa herhangi bir kızdı. Kimse Ozan'la benim arama giremezdi.

Mutluluğum babam Ozan'ı vurana kadar sürdü. Babamın bunu niye yaptığını hiç anlayamadım. Ozan şirketten, içindeki ve çevresindeki herkesten uzaklaştı. Babam hep aynı Erdoğan Bey'di. Ben de Sumela Hanım olarak yerimi sağlamlaştırdım. Yagan Bey en güvenilir yardımcımız ve iş ortağımız olmayı sürdürdü. Annem benden daha da uzaklaştı. Ama o bana hiçbir zaman yakın olmamıştı ki zaten. Ozan'la birlikte mutlu bir geleceğimiz olabilecek olsa bile, bunu parçalayıp bozmak için elinden geleni sonuna kadar yapardı. Ozan'ın Demeter'den kalan renklerle yazılacak şiirlerin öykülerini başka hangi güzel şairlere anlattığını bilmiyorum. Sonrasını hiç merak etmedim. Güç A.Ş.'nin öncesini ve Erk A.Ş.'nin sonrasını, büyüme süreçlerinde yaşananları, yapılan seçimleri ve alınan kararları, büyük kazanın etkilerini ve sonuçlarını, yatırımların niçin yapıldığını ve yapılmadığını hiç sorgulamadım. Sumela Hanım olarak yetkim olmasa bile sorumluluğum, en az babamınki kadar fazlaydı. Babam sağ olduğu sürece. Sumela'nın aşkları ise başka bir dünyaya kalmıştı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sumela'nın Aşkları

Aslında Belal başımın en büyük belası olarak gelip kurulu düzenimi bozmasa, hiç kuşkum yok ki yaşamım çok daha güzel ve anlamlı olacaktı...