Aslında
Belal başımın en büyük belası olarak gelip kurulu düzenimi
bozmasa, hiç kuşkum yok ki yaşamım çok daha güzel ve anlamlı
olacaktı. Babam artık bir oğlu olduğu için bu kadar çok
sevinemeyecek, gelecekle ilgili tüm planlarını onu merkeze koyarak
yapamayacaktı. Annem babamdan göremediği yakınlığı oğlundan
görmeyi umarak onu el üstünde tutamayacaktı. Belal'in varlığı
kendisi dahil hiç kimseye iyi gelmedi. Belal babamla annemin
arasında sıkışıp kaldı. Annem Belal'i babamdan korumayı
başaramadı. Babam onu isteklerine uygun bir evlat yapamadı. Ben
başlangıçta yeni bir oyuncak bulmuş gibi sevinmiştim. İtiraf
etmeliyim ki onunla epey oynadım. Hatırladığım ilk anlardan beri
oynamayı çok seviyordum. En çok da insanlarla oynamak hoşuma
gidiyordu. Küçükken en olmadık bir zamanda babamın kucağına
zıplayıp oturuvermek çok hoşuma giderdi. Başlangıçta ne
yapacağını şaşırıyor, kalkıp gitmemi bekliyor, sarılıp
öpmeme ses çıkarmıyordu. Biraz büyümüş olduğumu düşündüğünde
gerekli önlemleri aldı. Beni Belal'i dövdüğü gibi dövmedi,
bana hiç vurmadı. Annemin de beni dövmesini sağlayamadı. Ama bir
şekilde benden uzaklaştı. İlişkimiz daha resmi bir boyut aldı.
Küçükken onu çok seviyordum, yanında koşup ona sarıldıkça
onun da beni kucaklamasını ve öpmesini bekliyordum. Bunları hiç
yapmadı ama onu hiç kıskanmadım. Anneme de yakınlaştığını
ve sevgiyle baktığını hiç görmedim. O bizlerden hep uzak oldu.
Başkalarıyla yakınlaştığını görüp duydukça hep çok
şaşırdım. Onu tanıdıkça tek amacının güçlenmek ve gücünü
korumak olduğunu anlamıştım. Başlangıçta bunu herhalde
öncelikle bizim için yapıyordu ama zaman içinde bizim durumumuz
ve iyiliğimiz önemini yitirmişti. Kurduğu düzen öylesine
güçlenmişti ki biz bile ona uymak, davranışlarımızı ve
yaşamımızı ona göre belirlemek zorundaydık. Babamın dünyasında
sevgi yoktu, sevgi zayıflıktı, zayıf düşmek ve yaralanmaktı.
Sevgi ölümdü. O sürekli güçlenmek ve yaşamak istiyordu. Bizim
yaşamlarımızı korumak bile onun için öncelikli değildi.
Kendisi olmadığında bizlerin de yaşayamayıp öleceğimize
inanıyordu. Bu yüzden ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak
istiyordu. Çok emin değilim ama bunu yine de bizleri ve devleşen
şirketiyle ilişkisi olan herkesi korumak için yaptığına
inanıyorum. Erk A.Ş. yükselip dört bir yanı kapladığında
yalnızca bizim yaşamlarımız değil, dünya bile değişmişti.
....
İlk
anılarım güzeldi. Annemin sevgisini ve babamın sevinç dolu
sesini hatırlıyorum. Belal doğduktan sonra hiçbir şey eskisi
gibi olmadı. Kız çocuk olmanın zorluğunu onunla anladım.
Annemin ve babamın ona rağmen beni çok sevmeleri için elimden
geleni yaptım. Dünyaya daha erken gelmenin avantajlarını
kullandım. Ondan daha güçlüydüm, daha çok şey biliyordum, olup
bitenleri çok daha iyi anlıyor ve göz açıp kapayana kadar
gerekeni yapıp onu zor durumlara düşürüyor, sonra kurtararak
güvenini kazanıyor, kendime iyice bağlıyordum. Belal'le ilişkim
benim için bütün okullardan daha öğretici oldu. Evde de bir
şeyler değişmeye, yabancılar gelip gitmeye başlamıştı. Annem
durumdan hiç hoşnut değildi ve bunu babama yansıtıyordu. Babamın
sıkıntılarını ve rahatsızlığını görünce bundan
yararlanmaya karar verdim. Böylece babama daha çok yaklaşacak,
annemin ve babamın da uzaklaşmasını sağlayacaktım. İtiraf
etmeliyim ki o yıllarda çok küçüktüm, bunları stratejik
çıkarlarımı düşünerek yapmamıştım. İçimden geldiği ve
hoşuma gittiği gibi davranmıştım. Belal'le öyküler uydurarak
oyunlar oynamaktan çok hoşlanıyordum. Bir gün evimize gelen bir
yabancıyla başka bir oyun oynadık. Adam oyuna Belal'le başladı,
sonra beni güzel buldu, memelerimi okşadı. Onu avucuma alabilirdim
ama annem yine beni kıskandı. Hasan Bey'i evden uzaklaştırdı.
Artık
Belal dışında pek kimseyi yakından göremeyince, ilgim onun
üzerinde yoğunlaştı. Su ve Belo adında iki sevgili olduk. Belal
babamın düşündüğü kadar aptal değildi. Biraz içgüdülerinin
de yardımıyla beni çok iyi anlıyor, istekletime çok iyi cevaplar
veriyordu. Yazdığım senaryoları çok iyi oynuyordu. Oyuna
başladığımızda Belal henüz küçüktü. Büyürken saçmaladığı
zamanlar olmuştu daha sonra iyice gelişti. Bana güzel anlar
yaşattığı için kendini vazgeçilmez sanmaya başladı. Kontrolün
bende olduğunu ve hep bende kalacağını göstermek için bir
yolunu bulup üzerine "Tecavüzcü Belal" adını
yapıştırdım. Hizaya geldi. Benim ilgim ondan uzaklaşana dek her
istediğimi yaptı. Sesini de hiç çıkarmadı.
Sanırım
babam Belal'in adam olmayacağını çok önce anlamıştı ve benim
onun için çok daha iyi bir yardımcı, yaşamını adadığı
şirketin geleceğini emanet edebileceği tek kişi olduğumu
biliyordu. Bu yüzden beni Belal'den önce ve daha çok işlere
katmaya başladı. Önce Yagan Bey'le tanıştırdı. Yagan Bey
doğrudan pek iş yapmadığı için bana şirketle ilgili pek
katkısı olmadı ama onun yöntemlerinden epey yararlandım. Herkes
babamdan bucak bucak kaçarken Yagan Bey babamı yönlendirmenin ve
gerekeni yapmasını sağlamanın bir yolunu mutlaka buluyordu. Bu
yöntemi öğrenmek, şirkette olduğu kadar evdeki durumumu da epey
sağlamlaştırdı. Yagan Bey sanırım beni sevmeye de başlamıştı.
Bu yüzden bana daha çok yardımcı oluyor, yakınlaşmak istiyordu.
Çekim alanıma kapılmıştı ve bu durum beni mutlu ediyordu. Ufak
tefek dokunuşlarına ses çıkarmadım ama daha öteye
gidemeyeceğini da kararlılıkla hissettirdim. Böylece iplerini
elime vermiş oldu. Bana çılgınca bir aşkla bağlandığını hiç
sanmıyorum. Benden alabileceği küçük güzellikler gözlerini
kamaştırdı ve hiçbir şey görmez oldu. Belki de zavallı adamın
yaşamında bulabildiği ilk anlam bendim.
Ama
aşkla Aydın'ı gördüğümde tanıştım. Benim için çok
büyüktü, şirketle ilişkisi de çok önceden kesilmişti. Bir
nedenle babamı görmeye geldiğinde karşılaştık. Beni güzel
bulduğunu hissettim ama Erdoğan Bey'in kızıyla ilgilenmeyi hiç
düşünmedi. Benim onun peşine düşmem gerekti. Tanımış olduğum
kişilerin hiçbirine benzemiyordu. Bunu hemen hissettim, her sözünde
ve davranışında biraz daha anlayıp fark ettim. Bunun nedenini
açıklamak zor. Etkileyici gözleri, güven veren ve güzel duygular
uyandıran bir yüzü vardı. Babam gibi kararlı görünüyordu ama
bunu sertliğe değil iyiliğe yaslıyordu. Koşullar ne kadar zor
olursa olsun yumuşaklığını koruyor ama inandığını
savunmaktan ve yapılması gerekeni yapmaktan asla vazgeçmiyordu.
Onun yalnızca güzel yüzüne ve biçimli bedenine değil, her
şeyine hayran kaldım. Aşk bu değilse, ne olabilirdi?
Aramızda
bir ilişki olabilse, ya da en azından Aydın'ın beni biraz
sevdiğini hissetsem, yaşamımın geri kalanı farklı olabilirdi.
Babamın kızı olduğum için önyargıların etkisiyle uzak
durabileceğini düşünerek aslında ona ne kadar uygun bir
kişiliğim olduğunu göstermek için elimden geleni yaptım.
Düşüncelerini, şirkette yaptıklarını ve yaşamını az çok
biliyordum. Özetle, babam ne yapıyorsa tersinin yapılması
gerektiğini düşünüyor ve savunuyordu. Ben de benzer eleştiriler
getirmeye kalktığımda bana güldü. Ona çok kızdım. Nefret
ettim. Oysa değişebilirdim, çalışanlar ve tüm insanlar için
daha iyi koşullar sağlamak için gerekenleri ben de yapabilirdim.
Bunları söylediğimde gülümseyerek üzülmememi söyledi.
"Yaşamlarımızı
seçemiyoruz sevgili Sumela, senin benim gibi olman gerekmiyor,
olamazsın da. Kendi yaşamını doğru ve iyi yaşamaya çalış
yalnızca. Başkalarına yapabileceğin en büyük katkı bu
olabilir."
Bu
sözleri, benimle ilgilenmediğini açıkça gösteriyordu. Yaşamım
ve dünyam onunkinden farklıydı. Öyleyse ona yaklaşmaya çalışmam
anlamsızdı. Babamın dünyasında yaşamaktan ve ölmekten başka
çare yoktu. Babam için çoktan bitmiş olan aşk, benim için de
bitmişti.
....
Ozan
benim için yeni bir umut oldu. Aydın'dan epey gençti, en az onun
kadar iyi ve güzel özellikleri vardı. Belki de asıl anlamı onda
bulacaktım. Evimizin ve işimizin dev ama kısır dünyasından
kurtulacaktım. Artık Belal de şirkete geliyordu ve galiba Hece
adında bir kıza tutulmuştu. Belal'in Hece'yle ilişkisi beni
ilgilendirmiyordu ama Ozan'la yakınlaşmamı sağlamak için belki
katkısı olabilirdi. Yanılmışım. Kendine bile hayrı dokunmayan
Belal benim için ne yapabilirdi ki? Tüm bilgilerimi ve becerilerimi
kullanarak Ozan'la bir yol açabilmek için düşünmeye ve çalışmaya
başladım. Bu arada çevremi dikkatle gözleyerek kısa süreli
küçük ilişkilere girmeye başladım. Deneyim kazanmak ve dikkat
çekmek, bu arada kendimi geliştirmek istiyordum. Bu durum babamın
pek hoşuna gitmedi ama bana Belal'e olduğu kadar kolay söz
geçiremiyordu. "Kendine dikkat et de ne yaparsan yap kızım"
diyerek konuyu kapattı. Yagan Bey'in çevremde daha çok dolaşır
olmasından güvenliğimi ona emanet ettiğini anladım. Yagan Bey bu
fırsatı çok iyi kullandı. İlişkilerimde zarar görmemem için
yaptığımız baş başa görüşmelerde epey deneyim kazandım.
Sanırım o da yaşamı boyunca hiç olmadığı kadar iyi zaman
geçirdi. Yine de onu aşklarımdan biri olarak saymam doğru olmaz.
Aslında benim için eğlence bile değildi. Babamın sesini kesmek
için katlanılan geçici bir durumdu. Bana en büyük yararı da
Ozan'ı daha iyi tanımamı sağlamış olmasıydı.
Annem
babamı ilk tanıdığında onun içindeki iyiliği ve dürüstlüğü
gördüğünü söylemişti. Sonraları ne o, ne de ben babamda güzel
bir şeyler bulmayı başarabildik. Ama ben, korkunçluklarla dolu bu
dünyada zayıflığa yer olmadığını anlayabildim. Annem hayatını
boşa harcamış, yaşamın gerçek özünü, gücün değerini bir
türlü görememiş. Belal'i de kendi gibi pısırık biri yaptı.
Beni yapamadı. Ailede bu dünyayla başa çıkıp hayatta
kalabilecek ikinci bir kişi varsa, o ancak ben olabilirim. Ne annem,
ne de Belal babamın yaptıklarının ve bıraktıklarının değerini
anlayabilir. Babamda güzelliğe yer olmamasının değerini çok geç
anlayabildim. Çocukluk oyunlarım yeni bir anlam kazandı ama babam
gibi yalnız olmaktan çok korktum. Mutlaka beni sevecek birini
bulmalıydım. Aydın olamadıysa Ozan olmalıydı. Karanlık dünyama
ışık saçmalıydı. Dışında kaba bir görünüşü olsa bile,
içinde incelik olmalıydı. Sevebilmeli ve sevilebilmeliydi. Böylece
ben de sevebilmeli ve sevilebilmeliydim.
Yagan
Bey beni Aydın'dan ve Ozan'dan hep uzak tutmak istemişti. İyi ki
de böyle yapmış. Belki de onun bu tuhaf çabaları olmasa, kendimi
ikisine de bu kadar yakın hissetmezdim. Beni Ozan'a bağlayan, benim
bile inanmakta ve katlanmakta zorluk çektiğim babam için bile
anlayışlı olması, onun en azından ilk zamanlardaki olumlu
yanlarını görebilmesiydi. Şirket henüz küçükken babamın çok
düzgün çalıştığını, başkalarına yardım etmek için
elinden geleni yaptığını söylüyordu. O dönemlerde onunla
birlikte bulunmaktan mutluymuş, bunu ben bile söyleyemem. Başka
bir babam olmasını çok istemiştim. Ancak zaman içinde onunla
birlikte yaşamaya ve çalışmaya katlanabilir hale geldim. Şirket
büyüdükçe babamın ve tüm işlerin çok değiştiğini ben de
gözlemiş ve anlamıştım. Ozan ne olup bittiğini daha iyi
anlamamı sağladı. Bir gün oturup uzun uzun konuştuk. Yaşamıma
anlam katacak, hep seveceğim insanı sonunda bulmuştum. O
anlatıyor, ben dinliyordum. Ona hayranlıkla bakıyordum. Benim
nasıl baktığımı gördükçe daha coşkulu ve inanarak
anlatıyordu. Yaşamımda yeni bir dönem açılmıştı. Dünyaya ve
geleceğe bakışım değişmişti. Babamı ve annemi, Belal'i ve
şirkette çalışan ve dışarıda kalan herkesi yeni ve farklı
gözlerle görüyordum. Güzelliğin ve sevginin değerini görüp
anlamış bir Sumela olarak yeniden doğmuştum. Bu bir peri
masalıydı. Ozan, Erdoğan Bey'in kızı olduğuma aldırmadan,
yanımda oturmuş ve tüm düşüncelerini ve yaşamını
paylaşmıştı. Bu, büyük bir ayrıcalıktı. Ozan kamyonların
sayısı çok arttığında şirketi ve yaşamı kontrol etmenin ne
kadar zorlaştığını, insan canıyla yapılan üretimin bedelinin
ne kadar ağır olduğunu anlatıyordu. Ona tüm varlığımla
katılıyor, yürekten inanıyordum. Kısa bir süre için bile olsa
babamın şirketinde çalışmış ve onun peşinden gitmiş olmaktan
utanç duyuyordum. Ozan bana Demeter'in öyküsünü anlattıkça ve
Yalnız Demeter diye seslendikçe, ona bir daha asla kopmamak üzere
bağlanıyordum. Ben çağımızın ve Ozan'ın hasat tanrıçası
olacaktım. Çok mutluydum. Bulutların üzerinde uçuyordum. Ozan'ın
yanında sık sık gördüğüm kızı bile önemsemedim. Ben Yalnız
Demeter'dim, oysa herhangi bir kızdı. Kimse Ozan'la benim arama
giremezdi.
Mutluluğum
babam Ozan'ı vurana kadar sürdü. Babamın bunu niye yaptığını
hiç anlayamadım. Ozan şirketten, içindeki ve çevresindeki
herkesten uzaklaştı. Babam hep aynı Erdoğan Bey'di. Ben de Sumela
Hanım olarak yerimi sağlamlaştırdım. Yagan Bey en güvenilir
yardımcımız ve iş ortağımız olmayı sürdürdü. Annem benden
daha da uzaklaştı. Ama o bana hiçbir zaman yakın olmamıştı ki
zaten. Ozan'la birlikte mutlu bir geleceğimiz olabilecek olsa bile,
bunu parçalayıp bozmak için elinden geleni sonuna kadar yapardı.
Ozan'ın Demeter'den kalan renklerle yazılacak şiirlerin öykülerini
başka hangi güzel şairlere anlattığını bilmiyorum. Sonrasını
hiç merak etmedim. Güç A.Ş.'nin öncesini ve Erk A.Ş.'nin
sonrasını, büyüme süreçlerinde yaşananları, yapılan
seçimleri ve alınan kararları, büyük kazanın etkilerini ve
sonuçlarını, yatırımların niçin yapıldığını ve
yapılmadığını hiç sorgulamadım. Sumela Hanım olarak yetkim
olmasa bile sorumluluğum, en az babamınki kadar fazlaydı. Babam
sağ olduğu sürece. Sumela'nın aşkları ise başka bir dünyaya
kalmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder